Arap Baharının Libya’ya Ekonomik Faturası

Afrika’nın en büyük petrol rezervlerine sahip olan Libya ekonomisi temelde Petrol üzerine kuruludur. Petrol dışında diğer doğal kaynaklar doğal gaz ve alçı taşıdır. Tek gelirli ekonomi politikasına sahip bir ülke olan ülkede üretim ekonomisi bulunmamaktadır. Ülke ekonomisinin %94’ü petrol gelirlerine bağımlıdır.

Başlıca ticaret ortakları: İtalya, İspanya, Fransa, Çin, Türkiye
Başlıca ihracat kalemleri: Petrol ürünleri ve kimyasallar
Başlıca ithalat kalemleri: Makineler, elektrikli, elektronik aletler, gıda ürünleri

Libya 1911 yılında İtalyanlar tarafından işgal edilmiştir. İşgalden sonra halk yıl iyi bir direniş gösterse de Osmanlı’nın İtalyanlarla imzaladığı Uşi antlaşmasından sonra tamamen İtalyan sömürgesi haline gelmiştir. Akdeniz’e kıyısı bulunan ülke Çöllük arazinin yoğun olmasından dolayı genel olarak şehirleşme kıyılarda bulunmaktadır. Osmanlı askeri’nin bölgeden çekilmesinden sonra halk 1943 yılına kadar İtalyanlara karşı büyük bir direnç göstermiştir. Ülkenin iç kesimlerinde Şeyh Muhammed İdris liderliğindeki Senusi tarikatının belirgin bir üstünlüğü bulunuyordu. Bu dönemde Senusi şeyhlerinden Ömer Muhtar’ın direnişi, ülke tarihinde unutulmaz izler bıraktı. 1951 yılında Bağımsızlığını ilan eden Libya’nın yönetimine Senusi ailesinden Kral İdris gelmiştir. Bağımsızlığının ilk yıllarında yetersiz ekonomi yönetiminden dolayı Libya Dış yardımlarla yaşamına devam ediyordu. Hatta gelirlerinin bir bölümü Doğu Bloğu ülkelerine sağlanan Askeri Üs alanlarının kiralarından gelmekteydi.1959 yılında petrolün bulunmasıyla ülke büyük bir modernleşmeye kucak açtı. Halkının büyük bir çoğunluğu göçebe iken tarıma önem azalarak kentleşme hızlandı. Petrolün bulunmasıyla birlikte büyük bir dönüşüm süreci yaşayan Libya’da Kral İdris’in sert dış politika tutumlarından dolayı ona olan muhalefet arttı. 1969 yılında daha 27 yaşında iken Albay Muammer Kaddafi arkadaşlarıyla birlikte yönetime el koydu. Muammer Kaddafi iktidarının ilk yıllarından itibaren Batı’ya karşı bir dış politika izlemekle birlikte Afrika ülkeleriyle olan bağlılığını artırdı. Petrol gelirlerinin bir kısmını Afrika başta olmak üzere bağımsızlık yanlısı muhalif hareketleri dünyanın her tarafında desteklemiştir. Bu tutumuyla birlikte Batı tarafından hedef haline gelmişti. 2000’li yılların başında hem ekonomik büyümesini artıran hem de Batı ile olan ilişkilerinde iyi bir duruma gelmesine karşın 2011 yılının Ocak ayında Arap baharıyla ateşlenen sokak olayları Libya’da patlak verdi. Kısa bir zamanda Libya’da 42 yıllık yönetimini kaybeden Kaddafi katledildi. Ülkede yönetime silahlı milis grupların oluşturduğu UGK geldi. Kısa bir süre sonda aralarında ihtilaf çıkan UGK dağıldı ve ülke iç savaşa girmiş oldu. Bu süreçten sonar Libya 3 ayrı hükümetin bulunduğu bir ülke haline geldi. 1970 yılında değişen anayasayla birlikte Başbakanlık koltuğuna oturan Muammer Kaddafi döneminde Libya’da ekonomik bir bolluk ve refah dönemi başlamış oldu. Göreve geldikten sonra İngiliz askeri üslerini ve birliklerini ülkeden çıkaran Kaddafi, aynı zamanda Petrol şirketlerini ulusallaştırdı.

Samet GÖYDENİZ | UGSAM Araştırmacısı | Kasım 2019
Yazının tamamına ulaşmak için | Tıklayın

Yorum ekle