Hocalı Soykırımı | Azerbaycan

Bugün günlerden 26 Şubat. Tarihe kara harflerle yazılan bugünde hiç unutmadığımız ve hiç unutamayacağımız bir vahşet, trajedi ve “insan haklarının” yok edildiği bir soykırım yaşanmış ve acılarla hep yaşatılmaktadır. Bu soykırımın adıdır “Hocalı Soykırımı”Bir tarafta acımasızlığın, insanlıktan bir haber zihniyetin ve zalimce bir tavrın, diğer bir yanda ise şerefliği bayrak edinen düşüncenin, ölümü Allah’a ulaştıracak bir vasıta olarak görülen inancın, mertçe ve korkusuzca mücadele azminin var olduğu bu soykırım sadece Azerbaycan halkının değil aynı zamanda dünya tarihinin en korkunç ve trajik sayfalarından biridir. Acımasız ve korkusuzca gerçekleştirilen bu soykırım eylemi, insanlık tarihine en korkulan kitlesel terör eylemlerinden biri olarak hiçbir zaman zihinlerimizden silinmeyecektir.

Soykırımın Kronoloji’si : Hathin, Hiroşima, Nagazaki ve Songymi gibi yüzyılın korkunç trajedileriyle aynı çizgide yer alan ve 20. yüzyılın sonunda gerçekleşen “Hocalı Soykırımı” zalim, agresif ve cezai Ermeni politikasının bir sonucudur. İki inancın,  iki milletin ve iki düşünce arasındaki karşı-durmanın başlangıcına neden olan bu sonucun, yani “Hocalı Soykırımı”nın tarihi sürecini dikkatle takip edelim:

Hocalı, ülkenin bağımsızlığının ilan edildiği süreç içerisinde (18 Ekim 1991) tarihi müttefikleri (Rusların)  bölgede yerleşen 366. alayından da destek alan Ermeniler tarafından giriş ve çıkış yollarını kapatılarak ablukaya alınmıştır. Bu ayın sonundan itibaren tüm kara yoluna ulaşım kapatılmış ve tek ulaşım vasıtası olarak helikopter kalmıştır ki, bölgeye son helikopter 1992 yılı Ocak ayının 28’inde gidebilmiştir. Bu da yapılacak olan zulmün ne kadar şiddetli ve acımasızca gerçekleştirileceğinin başlıca göstergesi olarak görülmemesi imkânsızdır.

Şuşa şehrinin semalarında sivil helikopterin vurulması ve bunun sonucunda 40 kişinin ölümünden sonra tüm ulaşıma kapatılan Hocalı’da mevcut ayın başlarından itibaren elektrikler kesilmiştir. Çaresiz ve yardımsız bir şekilde ablukaya alınan şehir, Şubat ayının ortalarından sonra Ermeni silahlı birlikleri tarafından tam şekilde kuşatılmış ve her gün toplarla, ağır makineli silahlarla bombalanmıştır. Ama yerli ahali, bu zorluğa rağmen kahramanca ve cesur bir şekilde ayakta durmayı başarmış ve gerekli savunmayı sağlamıştır. Sadece el tüfeği ve küçük makinelerle silahlanmış “özünü müdafie destesi”, yerli ahaliden teşkil olunmuştur.

Hocalı saldırılarına hazırlık, 25 Şubat’ta, savaş alanına 366. alayının akşam saatlerinde gelmesiyle başlanıldı. Saldırı, toplardan, tanklardan ve “Alazan” tipli yeni toplarından, iki saatlik ve ara verilmeden, yapılan ateşlerle gerçekleşti. Şehre üç istikamette saldırıldığından dolayı ahali, tek kurtuluş yolu olan Askaran’a doğru çekilerek savunmaya devam etmeye çalışmıştır.  Ama kısa sürede bunun bir kurnaz adım olduğu anlaşılmış ve Naxçevanik köyü yakınlarında, yerli “özünü müdafie destesi” Ermeni silahlı kuvvetleri tarafından önleri kesilmiş ve gülle ateşine tutularak şehit edilmişlerdir. Bu azmış gibi silahsız ve savunmasız, zayıf ve yoksul insanların (kadın, çoluk-çocuk ve yaşlılar) çoğu karlı dağ ve ormanlarında, Askeran-Nahçıvanik ovasındaki Ermeni silahlı kuvvetler tarafından vahşicesine şehit edilmiştir.

Kamran ELESGERLİ | UGSAM Araştırmacısı | Şubat 2019
Yazının tamamına ulaşmak için | Tıklayın

Yorum ekle