Yakılan Mushaflar Neyin Fobisi?

Yakılan Mushaflar Neyin Fobisi?

İslamofobi ve Temel Nedenleri : İslamofobi, 1980’lerde ortaya çıkmış yeni bir kavram olmasına rağmen tarihi İslam’ın yeryüzüne ilk geldiği güne kadar dayanır. Hz. Muhammed’in (sav) Mekke’de İslam’ı anlatmaya ve çevresine yaymaya başlamasına, bulunduğu çağın en güçlü devletlerinden biri olan Endülüs’te İslam’ın egemen hale gelmesine ve Haçlı Seferlerine kadar uzanır. Sözlük anlamı İslam korkusu, İslam’a ve Müslümanlara karşı duyulan korku olan İslamofobi artık manasındaki masumiyetini, masum bir korku durumunu niteleme özelliğini yitirmiştir. İslam karşıtlığına, ayrımcılığa, ötekileştirmeye, dışlamaya, kin gütmeye, saldırganlığa, şiddete, düşmanlığına dönüşmüştür. Bundan dolayı İslamofobi ifadesi yerine “anti-İslamizm”, yani “İslam…

Devamını Okuyun »

Aylık Bülten | Aralık 2022

Aylık Bülten | Aralık 2022

Etnopolitik ve Mezhepsel Hassasiyetler Temelinde İran’daki Sosyal Hareketlilik I, 2022 FIFA Dünya Kupası’nın Dünya Siyasetindeki Yansımaları, Barkhane Operasyonu’nda Yeni İddia: Gizli Hapishane, Birleşik Arap Emirlikleri Ülke Raporu… UGSAM Aylık Bülten | Aralık 2022 |Bültene PDF olarak ulaşmak için | TıklayınE-Dergi okumak için | Tıklayın

Devamını Okuyun »

D-8 İslam Birliği İdeali

D-8 İslam Birliği İdeali

15 Haziran 1997 tarihinde Çırağan Sarayında İstanbul Deklarasyonu ile resmi olarak kuruluşu ilan edilen D-8 (Gelişmekte olan 8 ülke), 54. Türkiye Hükümeti Başbakanı Prof. Dr. Necmettin Erbakan’ın öncülüğünde Türkiye, İran, Pakistan, Bangladeş, Nijerya, Malezya, Endonezya ve Mısır dahil edilerek kurulmuş hem bölgesel hem de küresel nitelik taşıyan uluslararası bir örgüttür. D–8 teşkilatlanması resmi olarak 22 Ekim 1996 tarihinde Çırağan Sarayında yapılan “Kalkınmada İş birliği Konferansı” ile başlamıştır. Bu toplantıya katılan sekiz ülkenin hemfikir olması neticesinde bir teşekkülün oluşturulmasının uygun olabileceğinde karar kılınarak, İzmir ve Antalya’da yapılan toplantıların ardından İstanbul zirvesi…

Devamını Okuyun »

Modern Çağda Monarşi ve Kraliçe II. Elizabeth’in Ölümü

Modern Çağda Monarşi ve Kraliçe II. Elizabeth’in Ölümü

İngiltere’nin en uzun süre tahtta kalan hükümdarı Kraliçe II. Elizabeth’in 8 Eylül 2022 Perşembe günü akşam sularında gerçekleşen ölümünün ardından tahta kraliçenin varisi III. Charles oturdu. İngiltere’de kimileri Elizabeth’in ölümünün ardından “Kraliçe öldü, yeni kralımız çok yaşa.” derken kimileri de monarşinin kaldırılmasından yana. İngiltere’de uzun yıllardır devam eden monarşi son dönemlerde halk arasında tartışma konusu olsa da varlığını istikrarla devam ettirebilmiştir. Dünyada yok olmaya yüz tutmuş bir yönetim biçimi olan monarşinin İngiltere’de günümüze kadar süregelmesinin birçok mühim nedeni vardır. Tuba ŞİNŞEK | UGSAM Araştırmacısı | Ekim 2022Yazının tamamına ulaşmak için…

Devamını Okuyun »

İsrail’in Sistematik Şiddeti ve Şirin Ebu Akile Suikasti

İsrail’in Sistematik Şiddeti ve Şirin Ebu Akile Suikasti

El Cezire (Al Jazeera) kanalının kıdemli muhabiri Şirin Ebu Akile (51) 11 Mayıs 2022 sabahı Batı Şeria’nın Cenin kentinde üzerinde basın mensubu olduğunu vurgulayan kıyafetleri olduğu halde İsrail askerleri tarafından açılan kurşunla öldürüldü. Üstüne üstlük Akile’nin cenaze törenine müdahale ederek arbede yaratması tepkileri daha da güçlendirdi. Her ne kadar İsrail yetkilileri adeta “suyu bulandırmaya çalışarak” ilk başta tutarsız açıklamalarla Akile suikastını üstlenmek istemeseler dahi nihayetinde kabullenmek zorunda kaldılar. Zira Ebu Akile ne İsrail tarafından katledilen ilk gazeteciydi ne de rastgele olma ihtimali olan bir kurşun isabet etmişti. Mustafa ÖZDEMİR |…

Devamını Okuyun »

Şehit İmam Abdullah Harun Davası ve Verilmesi Gereken Destekler

Şehit İmam Abdullah Harun Davası ve Verilmesi Gereken Destekler

İnsanoğlu bazı zamanlarda bulunduğu çağın gerisinde yaşananlara o kadar konsantre oluyor ki, keşke o günlerde orada olsa idik diyerek hayıflandığı da oluyor. O gün orada olsa idik, bu tarihin o şekilde yazılmaması için gayret sarf ederdik yahut bu açık zulme karşı mücadele ederdik dendiği de oluyor. Aslında Allah Celle pek tabi bizleri; tarih, zaman ve mekân itibariyle erişemeyeceğimiz mesafelerden sorumlu kılmıyor. Fakat bazı zamanlarda mucizeler yaşanıyor ve zaman zaman içinde yürüterek geçmişte yaşanan bir olayı ayak ucunuza kadar getirerek dualarınızı kabul ediyor ve size yolunda bir hizmet imkânı bahşediyor. İşte…

Devamını Okuyun »

Ukrayna-Rusya Savaşının Din Cephesi: Ortodoks Kiliseleri

Ukrayna-Rusya Savaşının Din Cephesi: Ortodoks Kiliseleri

İngiliz yönetmen Sir Ridley Scott’ın (1937-…) yönettiği ve 2005 yılında gösterime giren “Cennetin Krallığı (Kingdom of the Heaven)” filmi Batı sanat tarihinde, Doğu’nun anlamlandırılması açısından en önemli köşe taşlarından biridir. 2000 yapımı “Gradyatör (Gladiator)” filminin de yönetmeni olan Scott, Cennetin Krallığı filminde, Selahattin Eyyübi karakteriyle Doğu toplumlarının rasyonelliği ve medeniyete kattığı değeri, yaşadığı çağa uygun olarak aktarmaya çalışırken, idealize edilmiş Batı söylemlerinin insan faktörüyle nasıl iktidar mücadelesine dönüştüğünü çarpıcı bir biçimde anlatmıştır. Oryantalist fantezilerden uzak 12. yüzyıl anlatısında yönetmen, kutsallık adına yeryüzünde ne tür çirkinliklerin yapıldığını güzel bir silsileyle işlemiştir….

Devamını Okuyun »

Normalleşen İsrail Zulmü ve Unutulan Filistin’in Geleceğe Etkisi

Normalleşen İsrail Zulmü ve Unutulan Filistin’in Geleceğe Etkisi

Rusya’nın Ukrayna’yı işgal girişiminin başlamasının hemen ardından küresel anlamda bir kamuoyu hızlı bir şekilde oluştu. Avrupalı ülkeler ve ABD, Rusya’ya karşı bir cephe oluşturdu ve yaptırım kararları, kınamalar başta olmak üzere Rusya’yı zor durumda bırakacak pek çok faaliyet için harekete geçildi. Söz konusu Avrupa ülkesindeki bir çatışma olunca Batılı devletlerin insani duyarlılığı ön plana çıktı. Ancak bu duyarlılığın altında derin bir ırkçı anlayış kendini gösterdi. Fatih BEYAZ | UGSAM Araştırmacısı | Nisan 2022Yazının tamamına ulaşmak için | Tıklayın

Devamını Okuyun »

Etiyopya’da Savaş ve Kuraklık

Etiyopya’da Savaş ve Kuraklık

Tigray Halk Kurtuluş Cephesi (TPLF), Kasım 2021’de Etiyopya Ulusal Savunma Gücü’nün (ENDF) kuzey komutanlığını pusuya düşürdüğünden, federal hükümet ile TPLF arasında savaş patlak verdi. 28 Haziran 2021’de Etiyopya Hükümeti, Tigray halkına mola vermek ve tarım mevsiminden yararlanmak amacıyla Tek Taraflı Ateşkes ilan etti. Ne yazık ki, TPLF karşılık veremedi. Bu grup, komşu Afar ve Wollo bölgelerinde yeni saldırılar başlatmayı seçti. O dönemde Etiyopya hükümeti işgal altındaki Afar ve Wollo bölgelerini koruyamadı. Bölgedeki bazı insanlar evlerini, topraklarını ve ailelerini tam silahlı TPLF’den korumaya çalışıyorlardı ve özellikle kadın, çocuk ve yaşlıların bir…

Devamını Okuyun »

Küresel Bir Nefret İdeolojisi: İslamofobi

Küresel Bir Nefret İdeolojisi: İslamofobi

İslam karşıtı söylemler, hukuki yaptırımlar ve Müslümanlara yönelik şiddet eylemleri küresel medyada her geçen gün daha fazla yer ediniyor. İslam ve Müslümanlar ile alay eden edebiyat ve sinema eserleri ödüllendiriliyor. “İslamofobi” kavramı ile daha sık karşılaşıyoruz. Üstelik öncesinde Avrupa ve Amerika gibi belirli bölgelerde gerçekleşen olaylar artık herhangi bir coğrafya ile sınırlandırılamayacak kadar küreselleşmiş durumdadır. Özellikle Müslüman nüfusun azınlıkta kaldığı ülkelerde yükselişe geçen İslam karşıtlığı, bu dine mensup inananlar için hayatı her geçen gün daha da zor kılmaktadır. Yahudiler, Afrikalılar ya da bir başka grup için ağıza alınmayacak sözler Müslümanlar…

Devamını Okuyun »

Çin Zulmüne Karşı Uygulanan Yaptırımlar

Çin Zulmüne Karşı Uygulanan Yaptırımlar

Tarih boyunca dünyanın birçok bölgesinde insanların vahşice öldürüldüğü birçok zulüm yaşanmış ve bunlar dünya tarihine birer kara leke olarak geçmiştir. Fransa’nın Afrika’da izlediği politikalar, İngilizlerin Hint yarımadasındaki stratejisi, Sovyet Rusya’nın Kafkas ve Orta Asya coğrafyasında gerçekleştirdikleri, İsrail’in halen süregelen politikaları yakın tarihten verebileceğimiz örnekler olarak karşımıza çıkmaktadır. Çin’in 70 yıldır süregelen Doğu Türkistan zulmü ise, buna en acı örneklerden birini oluşturmaktadır. Çin, kabul edilen yasalar ve uygulanan politikalar çerçevesinde 1949 yılından itibaren Doğu Türkistan üzerindeki hâkimiyetini arttırmayı ve bölgedeki Türk Uygur nüfusunu olabildiğince etkisiz hale getirmeyi amaçlamıştır. Uygur azınlıklarının yaşadığı…

Devamını Okuyun »

İran-İsrail Arasındaki Bâtıni Savaş

İran-İsrail Arasındaki Bâtıni Savaş

2020 ve 2021’de İran’ın hassas nükleer tesislerini ve ticari gemilerini hedef alan çok sayıda sabotaj eylemi, İran’ı olası suçlu olarak İsrail’i suçlamaya sevk etti. İsrail’in bu sabotaj eylemlerinde doğrudan veya dolaylı olarak ABD’den (ABD) destek alıp almadığı ise belirsiz. En son sabotaj eylemlerinden biri, 11 Nisan 2021’de tesisi besleyen elektrik şebekesindeki elektrik kesintisi nedeniyle Natanz uranyum zenginleştirme tesisinde binlerce santrifüjün imha edilmesiydi. Bu sabotajdan kaynaklanıyordu ve İran Atom Enerjisi Örgütü başkanı Ali Ekber Salehi’nin ifadesiyle bir “nükleer terörizm” eylemi oluşturuyordu. Fatih BEYAZ | UGSAM Araştırmacısı | Eylül 2021Yazının tamamına ulaşmak…

Devamını Okuyun »

Son Gelişmeler Işığında Kudüs Sorunu

Son Gelişmeler Işığında Kudüs Sorunu

Geçtiğimiz günler Ortadoğu’nun kanayan yarası olan Filistin İsrail sorununda yeni bir aşamaya şahitlik etti. Kudüs merkezli başlayan çatışmalar bir anda ülkenin tamamına yayıldı. Sebepleri ve sonuçları açısından bu olayların detaylı analiz edilmesi, gelişmelerin bundan sonraki sürecine de ışık tutacaktır. Kudüs’te Ramazan ayının başlarından itibaren ciddi gerginlik yaşanmaktaydı. Şehir, Şam Kapısı önündeki barikatlara karşı çıkan Müslüman nüfusla İsrail’in güvenlik birimleri arasında yaşanan arbedelere şahitlik ediyordu. Bu arbedelerin oluşturduğu yüksek tansiyon Şeyh Cerrah Mahallesi’ne İsrailli yerleşimcilerin baskın yaparak Müslüman yerli halkı dışarı atma teşebbüsü ile daha da yükseldi. Doç. Dr. Eldar HASANOĞLU…

Devamını Okuyun »
1 2 3