Barkhane Operasyonu’nda Yeni İddia: Gizli Hapishane

Barkhane Operasyonu’nda Yeni İddia: Gizli Hapishane

Fransa’nın Batı ve Orta Afrika’daki operasyonları çok kez tartışıldı, eleştirildi. Bölge ülkelerinin halkları oldukça doğal bir şekilde, aynı topraklarda daha önce sömürgeci olarak bulunmuş bu ülkenin askeri varlığına bir süredir tepki gösteriyordu. İşte son dönemde tekrar gündeme gelen Barkhane Operasyonu da bunlardan biri. Aslında Barkhane, daha öncesinde yapılan Serval Operasyonu ile temellendirilmiş bir askerî harekât. 2013 yılında, Mali’deki silahlı grupların oluşturduğu istikrarsızlık sebebiyle beş bine yakın personelle başlatılan Serval, Fransa’nın bölgedeki askeri hakimiyetini genişletme projesinin ilk adımı sayılabilir. Operasyon 2014’te bitirilmiş, ardından Sahel bölgesini kapsayacak şekilde Barkhane Operasyonu başlatılmıştır. Çad,…

Devamını Okuyun »

Etnopolitik Hassasiyetler Temelinde İran’daki Sosyal Hareketlilik II

Etnopolitik Hassasiyetler Temelinde İran’daki Sosyal Hareketlilik II

İran toprakları başta olmak üzere hassasiyet artarak yükseliyor ve bölgesel tüm gelişmelere de İran hassasiyet gösteriyor. Daha önce ABD dış politika söyleminde fark edilen bir uygulama, aralarında herhangi bir illiyet bilinmese de İran devlet dili tarafından da yaygın bir şekilde kullanılıyor. Diplomatik ve siyasal şaşırtma amacı taşıyan düşük dil diplomasisi. Farklı branş ve alanlarda pek çok devlet ve siyaset aktörü ülke içi ve dışı konularda birbirinden farklı düzlemlerde ve sertlik derecelerinde açıklamalar yapıyor. Hangi söylemin tam olarak İran siyasal aklını temsil ettiğini anlamak için biraz yakın takip gerekiyor ve en…

Devamını Okuyun »

Aylık Bülten | Aralık 2022

Aylık Bülten | Aralık 2022

Etnopolitik ve Mezhepsel Hassasiyetler Temelinde İran’daki Sosyal Hareketlilik I, 2022 FIFA Dünya Kupası’nın Dünya Siyasetindeki Yansımaları, Barkhane Operasyonu’nda Yeni İddia: Gizli Hapishane, Birleşik Arap Emirlikleri Ülke Raporu… UGSAM Aylık Bülten | Aralık 2022 |Bültene PDF olarak ulaşmak için | TıklayınE-Dergi okumak için | Tıklayın

Devamını Okuyun »

D-8 İslam Birliği İdeali

D-8 İslam Birliği İdeali

15 Haziran 1997 tarihinde Çırağan Sarayında İstanbul Deklarasyonu ile resmi olarak kuruluşu ilan edilen D-8 (Gelişmekte olan 8 ülke), 54. Türkiye Hükümeti Başbakanı Prof. Dr. Necmettin Erbakan’ın öncülüğünde Türkiye, İran, Pakistan, Bangladeş, Nijerya, Malezya, Endonezya ve Mısır dahil edilerek kurulmuş hem bölgesel hem de küresel nitelik taşıyan uluslararası bir örgüttür. D–8 teşkilatlanması resmi olarak 22 Ekim 1996 tarihinde Çırağan Sarayında yapılan “Kalkınmada İş birliği Konferansı” ile başlamıştır. Bu toplantıya katılan sekiz ülkenin hemfikir olması neticesinde bir teşekkülün oluşturulmasının uygun olabileceğinde karar kılınarak, İzmir ve Antalya’da yapılan toplantıların ardından İstanbul zirvesi…

Devamını Okuyun »

2. Dünya Savaşında Türkiye’nin Aktif Tarafsızlığı

2. Dünya Savaşında Türkiye’nin Aktif Tarafsızlığı

Bu çalışmada İkinci Dünya Savaşı’nda Türkiye’nin takip ettiği diplomasiyi ve bu diplomasiyi izlemesine neden olan dinamikleri ele alacağız. Türkiye aynı yüzyıl içerisinde bir dünya savaşı tecrübesi yaşamış ve bu tecrübe sahibi politikacıların idaresi altında iken tekerrür eden bir başka dünya savaşından minimum kayıpla ve maksimum kazanç ile çıkmayı hedefleyen bir yol izlemiştir. İzlemiş olduğu bu siyaseti ele alırken savaş yıllarında ulusal yayın yapan gazetelerden yararlanılmış ve dönemin bakış açılarından yararlanılmak istenmiştir. Fatih BEYAZ | UGSAM Araştırmacısı | Ağustos 2022Yazının tamamına ulaşmak için | Tıklayın

Devamını Okuyun »

Kigali’de Yeniden Çiçekler Açıyor

Kigali’de Yeniden Çiçekler Açıyor

Ruanda, tarihteki en kanlı katliamlardan birine şahit olmuş bir Doğu Afrika ülkesi. Bir milyona yakın insanın öldüğü, bundan daha fazla insanın evlerini kaybettiği, birileri yeter diyene dek insanların birbirini öldürdüğü acı bir hatıraya sahip. Katliamın yaşandığı 1994 yılına gitmeden önce, bölgenin etnik ve ekonomik şartları hakkında bilgi sahibi olmak, o dönemin daha rahat anlaşılmasını sağlayacaktır. Ruanda, nüfusun büyük çoğunluğunun tarımda çalışarak kazancını sağladığı bir ülkeydi. Nüfusun neredeyse sekiz milyona dayandığı bu dönemde tarım dışı üretimin sınırlı olması ve işlerin ekonomi alanında pek de iyi gitmemesiyle beraber ülke içinde çeşitli karışıklıklar…

Devamını Okuyun »

İsrail’in Sistematik Şiddeti ve Şirin Ebu Akile Suikasti

İsrail’in Sistematik Şiddeti ve Şirin Ebu Akile Suikasti

El Cezire (Al Jazeera) kanalının kıdemli muhabiri Şirin Ebu Akile (51) 11 Mayıs 2022 sabahı Batı Şeria’nın Cenin kentinde üzerinde basın mensubu olduğunu vurgulayan kıyafetleri olduğu halde İsrail askerleri tarafından açılan kurşunla öldürüldü. Üstüne üstlük Akile’nin cenaze törenine müdahale ederek arbede yaratması tepkileri daha da güçlendirdi. Her ne kadar İsrail yetkilileri adeta “suyu bulandırmaya çalışarak” ilk başta tutarsız açıklamalarla Akile suikastını üstlenmek istemeseler dahi nihayetinde kabullenmek zorunda kaldılar. Zira Ebu Akile ne İsrail tarafından katledilen ilk gazeteciydi ne de rastgele olma ihtimali olan bir kurşun isabet etmişti. Mustafa ÖZDEMİR |…

Devamını Okuyun »

Şehit İmam Abdullah Harun Davası ve Verilmesi Gereken Destekler

Şehit İmam Abdullah Harun Davası ve Verilmesi Gereken Destekler

İnsanoğlu bazı zamanlarda bulunduğu çağın gerisinde yaşananlara o kadar konsantre oluyor ki, keşke o günlerde orada olsa idik diyerek hayıflandığı da oluyor. O gün orada olsa idik, bu tarihin o şekilde yazılmaması için gayret sarf ederdik yahut bu açık zulme karşı mücadele ederdik dendiği de oluyor. Aslında Allah Celle pek tabi bizleri; tarih, zaman ve mekân itibariyle erişemeyeceğimiz mesafelerden sorumlu kılmıyor. Fakat bazı zamanlarda mucizeler yaşanıyor ve zaman zaman içinde yürüterek geçmişte yaşanan bir olayı ayak ucunuza kadar getirerek dualarınızı kabul ediyor ve size yolunda bir hizmet imkânı bahşediyor. İşte…

Devamını Okuyun »

Normalleşen İsrail Zulmü ve Unutulan Filistin’in Geleceğe Etkisi

Normalleşen İsrail Zulmü ve Unutulan Filistin’in Geleceğe Etkisi

Rusya’nın Ukrayna’yı işgal girişiminin başlamasının hemen ardından küresel anlamda bir kamuoyu hızlı bir şekilde oluştu. Avrupalı ülkeler ve ABD, Rusya’ya karşı bir cephe oluşturdu ve yaptırım kararları, kınamalar başta olmak üzere Rusya’yı zor durumda bırakacak pek çok faaliyet için harekete geçildi. Söz konusu Avrupa ülkesindeki bir çatışma olunca Batılı devletlerin insani duyarlılığı ön plana çıktı. Ancak bu duyarlılığın altında derin bir ırkçı anlayış kendini gösterdi. Fatih BEYAZ | UGSAM Araştırmacısı | Nisan 2022Yazının tamamına ulaşmak için | Tıklayın

Devamını Okuyun »

Küresel Bir Nefret İdeolojisi: İslamofobi

Küresel Bir Nefret İdeolojisi: İslamofobi

İslam karşıtı söylemler, hukuki yaptırımlar ve Müslümanlara yönelik şiddet eylemleri küresel medyada her geçen gün daha fazla yer ediniyor. İslam ve Müslümanlar ile alay eden edebiyat ve sinema eserleri ödüllendiriliyor. “İslamofobi” kavramı ile daha sık karşılaşıyoruz. Üstelik öncesinde Avrupa ve Amerika gibi belirli bölgelerde gerçekleşen olaylar artık herhangi bir coğrafya ile sınırlandırılamayacak kadar küreselleşmiş durumdadır. Özellikle Müslüman nüfusun azınlıkta kaldığı ülkelerde yükselişe geçen İslam karşıtlığı, bu dine mensup inananlar için hayatı her geçen gün daha da zor kılmaktadır. Yahudiler, Afrikalılar ya da bir başka grup için ağıza alınmayacak sözler Müslümanlar…

Devamını Okuyun »

Ukrayna-Rusya Savaşı ve Yeni Dünya Düzeni

Ukrayna-Rusya Savaşı ve Yeni Dünya Düzeni

Rusya’nın Ukrayna’ya saldırmasının ne manaya geldiğini anlamaya çalışıyoruz. Ülkemizde konuya hâkim pek çok uzmanın derinlemesine analizler yaptığını görüyoruz. Bunula birlikte Machiavelli’e taş çıkaracak şekilde, ulusal menfaat veya ideoloji adına, her türlü ahlaki ilkeyi yok sayan bakış açılarının da yüksek perdeden dillendirildiğine şahit oluyoruz. Hâlbuki ahlaki kaybın hiç bir maddi kazançla telafi edilemeyeceği açıktır. Uluslararası ilişkiler çalışan biri olarak elbette realist olguların farkındayım. Ancak bizlerin, birey devlet ikileminde, bireyin tarafında yer alarak mekanik devlet düşünce ve eylemlerine ahlaki değerler veya engeller koymamız gerektiğine inanıyorum. Ülke menfaati için ne gerekiyorsa yapılmalıdır diyerek…

Devamını Okuyun »

Dünya Eşitsizlik Raporu Üzerine Bir Değerlendirme

Dünya Eşitsizlik Raporu Üzerine Bir Değerlendirme

Eşitlik, tek başına adalet değildir. Adalet; içerisinde eşitlik olgusunun da yer aldığı ahlâki seciyelerin bir bütünüdür. Zira, adalet insanların neyi hak ettikleriyle ilgili bir kavramdır. Buradan hareketle, adaletin ancak hakkın teslim edilmesi suretiyle tesis edilebileceği söylenebilir. Bununla birlikte, “hak” ve “hakkı üstün tutma” bağlamında eşitlik, adaletin tesis edilip edilmediğine ilişkin en önemli göstergelerin başında gelmektedir. İnsanoğlu, yaratılışından itibaren adil bir düzene ihtiyaç duymaktadır. Adil Düzen, yeryüzüne hakkın hâkim olduğu dönemlerde tesis edilebilmiştir. Yeryüzüne hakkın hâkim olmadığı, yani adil bir düzenin tesis edilemediği dönemler de ise yeryüzüne emeklerini sömürmek suretiyle insanları…

Devamını Okuyun »
1 2 3