Press ESC to close

Çin’in Afrika Yatırımları ve Bölgedeki Amaçları

19. yüzyıla kadar en gelişmiş ekonomilerden birine sahip olan Çin, 20. yüzyılın ortalarına kadar ekonomide büyük bir gerileme yaşamıştır. 1949’da gerçekleşen devrimle Çin Halk Cumhuriyeti’ni kurarak iktidarın sahibi olan Mao ve liderliğini yaptığı Çin Komunist Partisi, yürüttüğü politikalarla ekonomiyi düzeltememiş ve “Çin’e özgü sosyalizm” söylemleri Sovyetlerle olan iyi ilişkilerin de bozulmasına sebep olmuştur. 1976’da Mao’nun ölümüyle yeni bir döneme giren Çin, 1978’de modernizasyon programları devreye sokarak ülkeyi yabancı yatırımına açmış; korumacı politikaların sınırlandırılması ve sanayi özelleştirmeleri hususunda reformlar gerçekleştirmiştir. 2005 yılına dek ekonomide sağlanan büyüme gayrisafi yurtiçi hâsılanın büyük bir bölümünü oluşturmayı başarmış, bundan sonra daha denetlemeci politikalar yürütülmüştür.

Çin’in Afrika’yla olan ilk ilişkilerini incelediğimizde, 1955’ten önce Liberya, Güney Afrika ve Mısır ile sınırlı olduğunu görüyoruz. Sonrasında 1955’te Endonezya’da gerçekleştirilen Bandung Konferansı’nda Asya ve Afrika ülkeleri arasında işbirliği ile ABD ve Sovyetler Birliği’ne karşı birlik ve dayanışma göstermek amacıyla Bağlantısızlar Hareketi’nin temeli atılmış, 1961’de yapılan Belgrad Toplantısı ise bu hareketin ilk toplantısı kabul edilmiştir. II. Dünya Savaşı ve sonrasındaki süreçte bağımsızlıklarını kazanmaya başlayan Afrika ülkeleri 1963’te Afrika Birliği Örgütü’nü meydana getirmiş ve 2002 yılında bağımsızlığını kazanan diğer devletlerle birlikte -Türkiye’nin de gözlemci üye statüsünde olduğu- Afrika Birliği’ni kurmuşlardır. Bu süreçte Çin ideolojik yaklaşımları sebebiyle Afrika’yla olan ilişkilerini zaman zaman sekteye uğratsa da, Afrika için her zaman batıdan daha iyi bir seçenek olmuştur.

Necmeddin Erbakan CEYLAN | UGSAM Araştırmacısı | Ocak 2020
Yazının tamamına ulaşmak için | Tıklayın

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir