Dünya genelinde gün geçtikçe büyüme gösteren radikal milliyetçi (faşist) uygulamalar, son yıllarda kendisini en çok da İslam karşıtlığı üzerine bina ediyor. İdeolojik olarak resmi düzeyde İtalya ve Almanya tecrübelerinden sonra meşruiyet zeminini kaybetmiş gibi görünmesine rağmen, 1948’den itibaren Siyonizm’in laboratuvarlarında adeta fiilen özenle büyütülen ve geliştirilen faşist uygulamalar, günümüzde Doğu’dan Batı’ya farklı coğrafyalarda can yakmaya devam ediyor.
Çin’in yıllardır Uygur bölgesindeki Müslümanlara yönelik tavrından tutun da ABD’de Trump’ın görev koltuğuna oturur oturmaz aldığı “ABD’ye Müslüman girişini kısıtlayan” kararına kadar birçok uygulamaya şahit olduk. Fakat son günlerde üzerinde çok durulmayan fakat bölgede yaşayan Müslümanların hayatını ciddi boyutlarda etkileyen bir başka önemli mesele daha var: Hindistan’da Modi hükümetinin çıkardığı “yeni vatandaşlık yasası”! 10 Ocak itibariyle uygulamaya giren yeni vatandaşlık yasasına göre Hindistan’daki mültecilere şu iki şartla vatandaşlık veriliyor:
- Kayıt altındaki bilgilere göre sığınmacının ülkeye giriş tarihinin üzerinden en az altı yıl geçmiş olmalı;
- Sığınmacı Afganistan, Pakistan ya da Bangladeş’ten geldiğini kanıtlamanın yanı sıra şu altı dinden birinin mensubu olmak zorunda: Hindu, Sih, Budist, Caynist, Parsi ya da Hristiyan.
Enes Berat GÜRLER | UGSAM Araştırmacısı | Nisan 2020
Yazının tamamına ulaşmak için | Tıklayın
Bir yanıt yazın