Irkçılık; Tarihi Süreci ve Günümüzdeki Yeri

Irkçılık Kavramı : İnsanlık tarihinin başlangıcından beri “farklılıklar”, insanlar için başlıca sınavlardan sayılmıştır. Yaşam boyunca üstünlük mücadelesi veren insanın bu çabası özellikle din, renk, ırk gibi farklılıklar üzerine kurulu olmuştur. Vicdanının sesine kulak verip ahlaki sınırlar içerisinde kalamayan ve böylece bu farklılıklar üzerinden üstünlük mücadelesine girişen her insanın bu mücadelesi, insanlık açısından -önemli ya da önemsiz- sorunlara yol açmıştır. Bu mücadelelerin sonu kan dökmeye ve temel insan haklarını çiğnemeye kadar varmıştır.

“Sosyal grupların kalıtımla geçen bedensel özellikler sebebiyle farklılaştığını ve bu farklılıkların onlar arasındaki statü ve ilişkinin belirleyicisi olması gerektiğini iddia eden akım” olarak tanımlanan ırkçılık da insanların ırk üzerinden yürüttüğü üstünlük mücadelesinin bir tezahürü olmuştur. Irkçı mantığa göre bir soya ya da ırka mensup olmak veya bir renge sahip olmak, birey açısından bir avantaj ya da dezavantaj oluşturur ve oluşturmalıdır. Kişinin insanlar arasındaki konumunu, sözünün geçerliğini atalarından aldığı genler belirlemelidir. Özet olarak böyle bir düşünce temeli üzerine kurulu olan ırkçılık, geçmişten beri insanlığa çok zarar vermiştir ve vermeye devam etmektedir. İnsanlar ırkçılığın zehirleyici bir zihniyet olduğunu bilseler de, ırkçılığın bilimsel bir temeli olmadığı ispatlanmış olsa da, hem ırkçılık kavramının kapsamının tam olarak bilinememesi hem ırkçılığın taassuptan ibaret olması hem de siyasi otoriteler tarafından resmi ve gayri resmi politika olarak benimsenmesi, bu zihniyetin insanlığa olan olumsuz etkisini sürdürmesine yol açmaktadır.

Osman SEZGİN | UGSAM Araştırmacısı | Ekim 2020
Yazının tamamına ulaşmak için | Tıklayın

Yorum ekle