Press ESC to close

IŞID’in Değişen Yüzleri

IŞID şu an yok olmaya yüz tutmuş bir örgüt. Bunu söylemek için erken denebilir. Ancak bir taraftan Musul’da Irak ordusunun başlattığı operasyon, diğer taraftansa Rakka’da başlayacak olan kuşatma harekatı eninde sonunda IŞİD’ın büyük şehirlere hakimiyetini sona erdirecek. Geriye Suriye’de Deyruzzor ili kalıyor ki Musul ve Rakka kurtarıldıktan sonra  Deyruz Zor’un özgürleştirilmesi çok daha kolay olacaktır. IŞİD’in bu şartlar altında daha fazla yaşama şansı yok. Şimdiden üzerinde durulan şey  IŞİD sonrası süreçte neler olacağı.

Musul’a yönelik operasyonla ilgili olarak ABD’nin hava desteği, özellikle operasyonun başlarında var deniyordu ama hiç bir zaman bu destek belirleyici nitelikte olmadı. Musul gibi yoğun bir sivil kesafetine sahip Irak’ın ikinci büyük kentinde en büyük zararı sivillere verecek, suçluyla suçsuzu, masumla mücrimi ayrıt edemeyen hava saldırısı ağırlıklı bir operasyon düşünülemezdi. Sivillere dönük ihlallerle ilgili suçlamaların Haşdi Şabi üzerinde ağır baskı oluşturduğu bir süreçte bu seçeneğin tercih edilmesi, Irak yönetimini de ordusunu da zan altında bırakacak bir tutum olurdu. Sivillere zarar gelmemesi için gösterilen bütün ihtimama rağmen hala Haşdüş Şabi üzerindeki suçlamalar devam etmekte. Geçmişte IŞID’la mücadele sırasında meydana gelen ihlallerine dair bazı uluslararası insan hakları kuruluşlarının raporları bulunmasına karşın bu suçlamalar, Irak hükümeti tarafından kabul görmedi. Ancak yine de tarafsız insan hakları kuruluşları tarafından ortaya atılan suçlamaların varlığı, en azından bu iddialardan bir kısmının doğru olduğunu gösteriyor. Ancak burada önemli olan ihlallerin sistematik olup olmadığı ve hiyerarşik bir talimattan kaynaklanıp kaynaklanmadığı. Şayet Haşdi Şabi’yi eleştirenler bu iki noktada kanıt ortaya koyabilirlerse iddialarına haklılık kazandırmış olurlar. İhlaller bireysel bazda gerçekleşen ve bir kaç militanın ya da örgüt içerisindeki küçük bir grubun belirli bölgelerde yapmış olduğu bir takım eylemlerle sınırlıysa, o zaman suçlamaların bir ihlali ortaya çıkarmak ya da haksızlığı gidermekten çok IŞID’A karşı verilen mücadeleyi baltalamak olduğu sonucuna varılabilir. Zira bu mücadelenin büyük ölçüde ABD insiyatifinde gerçekleşmesi isteniyor. Nasıl ki Türkiye’nin ABD güçlerine muhtaç olmadan el Bab’ı IŞID’ın elinden kurtarması bir şekilde ABD’yi rahatsız ettiyse Musul’da da Iraklı yerel güçlerin uluslararası koalisyondan bağımsız hareket etmeleri, ya da koalisyonun katkısını sembolik noktaya indirgeyen istiklaliyeti, yine aynı güçleri rahatsız etmektedir.

İslam ÖZKAN | UGSAM Araştırmacısı | Ekim 2018
Yazının tamamına ulaşmak için | Tıklayın

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir